7 Ocak 2009 Çarşamba

Bizik...! 'ten Cümleler - 1



"...herkes kendi metre karesinde duracak..."



"...sağcı, solcu, aşağıda, yukarıda, zengin, fakir, hiç farketmez bizim maçımıza bir defa gelen adam ömür boyu demirsporlu'dur..."



"...demirsporlu olmak bir yerde takıma dokunabilmek, antrenman sahasına gidip futbolcuyla tokalaşabilmek, o kadar yakın olmak ki, sevdiğine bu kadar yakın olmak..."


"... bir anlamda sürgündeki demirsporlular diyebiliriz Ankara Tayfası'na..."


"...bizi terbiye etmek , terbiye görevi, eğitimimiz görevi, önce ailemize, sonra öğretmenlerimize düşer. biz terbiyemizi ailemizden alırız. bir belediye başkanından almayız..."








6 Ocak 2009 Salı

Tanıl Bora'dan Bir Yazı

Yazılarını beğenerek takip ettiğim Tanıl Bora'nın bugünki köşesinde St.Pauli ile ilgili yazdığı bir yazı yayınlandı. St.Pauli'nin geçirdiği değişimin sorgulanması ve bu sorgulamadan payımıza düşeni almamız gerekiyor.

Link şudur:

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=915677&Yazar=TANIL%20BORA&Date=06.01.2009&CategoryID=103

30 Aralık 2008 Salı

Bizik...! Üzerine

Bizik...! filmini bana tanımla desen şöyle tanımlarım:
Bu film benim için, imkansızlıklarla boğuşan bir taraftarın imkansızlıklar içinde çekilmiş bir hikayesidir.

Filmi izleyeceğiz. İlk gelecek eleştirilerden biri görüntülerin çok kaliteli olmadığı olacaktır. (İzlediğiniz kötü youtube videoları gibi kalitesiz olmasa da, büyük bütçelerle çekilmiş bir film kalitesi de beklemeyin. Fragman görüntülerinden daha kaliteli, öyle tanımlayayım.)

Ama yine de böyle büyük bir projenin çok daha iyi bir kamerayla çekilmesi gerektiği konusunda fikirler de oluşabilir. Bunu yapabilirdik. Ama yapmadık! Yani birkaç kuruş parayla, hatta bir sponsorla daha iyi bir kamera kiralanabilir daha kaliteli sonuçlara ulaşabilirdik ki aklımıza gelen de bir şeydir. Ama yapmadık! Neden diye soracak olursanız, bunun sebebi yukarıda girişte yazdığım şeydir. Demirspor taraftarı deplasmana gidecek, belki maça girecek para bulamazken, kendi store'unu kendi açarak parayla oynayan klüplere meydan okurken, klubü maddi imkansızlıklar nedeniyle kapanma noktasına kadar geldiğinde klubün kapanmasını açlık grevi yaparak engellemişken, yani imkansızlıklarla boğuşuyorken, gidip abartılı imkanlarla bu belgeseli çekemezdik. Ben belgeselin bu haliyle Demirspor ruhunu çok iyi yansıtacağını düşünüyorum.

Yani Bizik...! o çok büyük takımların koltukları yapılmış, boyalı badanalı statlarının değil,
5 Ocak'ın koltuksuz kale arkasının ve boyası sökülmüş duvarlarının belgeselidir.

Bizik...! bir Şimşekler Grubu belgeselidir.

26 Aralık 2008 Cuma

Ve Müzikler Elime Ulaştı!!!

Şu an müzikler birbir elime geliyor. İlk izlenimim müziklerin oldukça başarılı oldukları. Bazı yerlerde İbo tüylerimi diken diken etmeyi başardı. Ve bir de süpriz var müziklerle ilgili.
Şimdi bana müziklerle ilgili geçişleri ayarlamak kalıyor. En kısa zamanda onu da bitirip belgesele son noktayı koyarım artık! Hadi hayırlısı olsun.

25 Kasım 2008 Salı

Nihayet!!!!

Bizik...!'in müziksiz kurgusu an itibariyle bitti.
Ve müzikler için top artık İbo'da.

"Mutluluk senin adındır, hüznün içimde isyandır."

20 Kasım 2008 Perşembe

BİZİK...! Nasıl Başladı?

Bunu anlatabilmem için önce Sezcan'la (Anavarza) olan arkadaşlığımdan biraz bahsetmem gerekiyor. Sezcan'la ortaokul ve liseyi beraber okuduk İzmir'de. Hani herkesin hayatında bütün arkadaşlarından ayrı, çok ayrı bir yerlerde bir arkadaşı vardır. İşte benim için bu Sezcan'dır. Hayata birlikte baktık onunla. Aynı sıralarda Ahmet Kaya, Grup Yorum dinleyerek "ulan şu sözlere bak, burada şunu demek istiyor" diyerek solculuğu öğrendik bir walkman kulaklığından. Zaman geçti, birlikte gülüp birlikte ağladıkça, hayata birlikte "hassiktir ulan" çekip, "bir yandan seviyoruk ulan" dedikçe bizi birbirimize bağlayanın bir walkman kulaklığından fazlası olduğunu da anlamış olduk. Hayatlarımızı bir şekilde bir yapmıştık, farklı yerlere sürüklensek de, bir gözden bakmaya devam ettik. İşte Bizik...! budur. Bizim "bir" oluşumuzu anlatır aslında.

- Bizim tribünün belgeselini yapsana lan!
- Harbi mi? Yaparım lan, güzel olur?
- İyi.
- Oğlum bak ben bir şeyi yaparım dediysem yaparım yalnız. Uğraşacağım bu işle, birçok işi sallıyorum.
- Tamam abi.
- Ne zaman başlarız?
- Ne zaman??? Mart'ta Adanaspor'la maçımız var. O maça gelirsin. Baya da malzeme çıkar oradan.
- Mart'ta! İyi! Olur herhalde. Sınavlarım da başlamamış olur hem.


İşte böyle. Biz, Bizik...!

18 Kasım 2008 Salı

BİZİK...!

Artık belgeselin son aşamalarındayız.
Bu lafı çok uzun zamandır sarfediyorum farkındayım. Bunun sebebi hep bitti diye düşündüğüm noktada bir şeylerin eksik kaldığını hissetmemdi. Sonuç olarak Demirspor gibi bir camiadan ve onun taraftarının belgeselinden bahsediyoruz. Ne kadar engin bir deniz olduğu ve bizlere ne kadar malzeme sunduğu bir gerçek. Bu nedenle, "biraz daha iyi olsun, şundan da bahsedelim" fikri yüzünden bitirmeyi umduğum tarih hep ertelendi. Ama bu sefer gerçekten bitirmeye yaklaşıyoruz. Saat gece 01.00 oldu. Ben bilgisayarın başında kurguyla uğraşıyorum. Birkaç bu şekil sabahlamanın ardından artık sona erdirecek ve belgeseli müzikleri yapması için İbo'ya yollayacağım. Biraz daha sabır. Sabrederken, bu esnada, blogu takip edip, belgeselin hangi aşamalardan geçerek üretildiğini, ve bu üretim süreci içerisinde bana neler hissettirdiğini okuyup sabır sınırlarınızı biraz daha genişletebilirsiniz...